Hacı Bektaş-ı Veli’nin Gelini Arife Ana: Bizi Yaşatan Sevgi
Hacı Bektaş-ı Veli’yi anma törenleri 16 Ağustos itibariyle 56. kez başladı. Devlet erkanı ve parti liderleri, gerek Hacıbektaş ilçesine gelerek gerek sosyal medya hesapları üzerinden bir dizi mesaj yayınladı. İlçeye, Türkiye’nin dört bir tarafından akın devam ediyor.
Beş bin 200 nüfuslu Hacıbektaş ilçesi, her yıl bir milyonun üzerinde ziyaretçiyi ağırlıyor. Gelenler Hacı Bektaş-ı Veli’yi ziyaret etmekle kalmıyor, “Hünkâr Gelini” adıyla anılan Arife Ana’nın kapısını da çalıyor. Evinin kapılarını euronews Türkçe’ye açan Arife Ana, Atatürk’ün Hacı Bektaş ziyaretini, Horasan günlerini, Alevilerin geçmişte yaşadığı sıkıntıları anlatıyor:
Arife Ana, kayınpederi Hacıbektaş dergâhı postnişini Ahmet Cemalettin Çelebi’nin Mustafa Kemal ile olan görüşmesini anlatarak söze başlıyor. Mustafa Kemal’in 1919 senesinde Hacıbektaş’a geldiğini, üç gün Cemalettin Çelebi’nin evinde kaldığını, burada cumhuriyetin ilanına dair konuştuklarını söylüyor. Mustafa Kemal yola çıktıktan sonra Cemalettin Çelebi’nin de Tokat taraflarına gönüllü asker toplamaya gittiğini, köy köy gezdiğini aktarıyor: “Tırpanı olan tırpanını aldı, atı olan atını aldı, bir alay gönüllü asker toplandı. Erzurum’a vardılar. Atatürk, Cemalettin Çelebi’ye ‘askerler bize emanet pirim, sen geri dön postuna otur’ deyince Cemalettin Çelebi geri gelmiş ve posta oturmuş.”
“Kapılarımız işaretlenmişti”
Gençliğinde Horasan’a on iki imamlardan İmam Rıza’nın dergahına gittiğini söyleyen Arife Ana, “Bugün git deseler el arabasıyla bile olsa giderim.” diyor. On iki imam sevgisinden, Hz. Ali’den ve Alevilikten bahseden Arife Ana, çocukken kapılarının işaretlendiğini de anlatıyor. Alevilikte hoşgörünün baskın olduğunu ifade eden Arife Ana, bu zulme aynı zalimlikle karşılık vermediklerini de dile getiriyor.
“Allah bize öyle bir varlık vermiş ki dünyayı verseler kabul etmem Alevilikten başka. Ali’yi bize vermiş, Veli’yi bize vermiş, 12 imamı bize vermiş, Ehl-i Beyt sevgisi bizde. O olmasa biz yaşayamayız. Aleviliği anlat diyorlar, anlatamam Alevilik yaşanır.” şeklinde konuşuyor.
Altın fesi bozdurup konukevi açtı
“Biz Allah, Muhammed, Ali deriz; sonra da Hünkâr Hacı Bektaş-ı Veli deriz. Aldığımız nefesler onun havasından geliyor, esen rüzgarlar Hacı Bektaş diyor. O gönüllere taç olmuş bir kimse.” diyen Hünkâr Gelini, bir de konukevi yaptırmış Hacı Bektaş hatrına.
82 yılında eşini kaybeden Arife Ana, bu kayıptan sonra adet üzere taktığı altın fesi takmayı kendisine yakıştıramamış ve onu bozdurup bir konukevi yaptırmış. Buna itiraz edenlere de “Saray yaptırmıyorum, Hünkar’ı sevenler için konukevi yaptırıyorum” demiş. Konukevini duyan aşıklar, dedeler soluğu burda almış ve cem yapmışlar. Yıllardır kafile halinde gelip cem yapan Aleviler var. Sokakta kalan, çocuğuyla kapı dışarı edilen kim varsa da bu konukevine geliyor.
Belediyeyle mahkemelik oldular
Arife Ana konukevinden dolayı önceki belediyenin kendisine dört buçuk milyarlık ceza gönderdiğini de söylemeden edemiyor: “Konukevinde kurban kesiliyor diye ceza kestiler. Mahkemeye verdim bende. Hâkim dedi ki, ‘Burası dede evi, Alevi’nin etiyle katıyla oynanmaz, Hakk’a giden kurban Hak yolunda kesilir.’ Öyle olunca kurban kesmeye devam ettik. Zulme zulümle karşılık etmek kötünün işidir, insanlıkla karşılık verdik.” diyor.
Gençlere mesajı var: “Vurana vurmayın”
Arife Ana, “Bu vatan size emanet gençler, birbirinizi sevin sayın, vurana vurmayın, hayırlı kazançlar kazanın, Allah’ı peygamberi Ali’yi yitirmeyin, yolunuzu sevin.” diyerek gençlere de mesaj gönderiyor.